SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAVM BAHSİ

<< 2437 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ الْحُرِّ بْنِ الصَّبَّاحِ عَنْ هُنَيْدَةَ بْنِ خَالِدٍ عَنْ امْرَأَتِهِ عَنْ بَعْضِ أَزْوَاجِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَصُومُ تِسْعَ ذِي الْحِجَّةِ وَيَوْمَ عَاشُورَاءَ وَثَلَاثَةَ أَيَّامٍ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ أَوَّلَ اثْنَيْنِ مِنْ الشَّهْرِ وَالْخَمِيسَ

 

Rasûlullah (s.a.v.)'ın hanımlarından birisinin şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

"Nebi (s.a.v.) Zilhiccenin dokuz günü, aşure günü ve her ay ayın ilk pazartesi ve perşembe günleri (olmak üzere) üç gün oruç tutardı."

 

 

İzah:

Nesâî, sıyâm; Ahmed b. Hanbel, V, 271; VI, 288, 423.

 

Nesâî'nin rivayetinden anlaşıldığına göre bu hânım, Ümmü Seleme (r.anha)'dır.

 

Aşr (Ongun) Orucu: "Aşr"dan maksat, Zilhicce ayının dokuz günü ile Muharrem ayının onuncu günü olan Aşure günüdür. Yani burada Zilhicce ayının ilk dokuz günü ile aşure günü orucundan bahsedilecektir.

 

Bazı şerhlerde bu başlığın izahı olarak "Zilhicce'nin on gününün orucu" denilir. Ancak maksat o olması gerektir. Çünkü Zilhiccenin onuncu günü kurban bayramının birinci günüdür. Bayram'da oruç tutmak ise, haramdır.

 

Hadis-i şeriften anlaşıldığına göre Peygamber (s.a.v.) bazı günlerde oruç tutarmış bu günler:

 

a. Zilhicce ayının ilk dokuz günü. Bu oruç Zilhiccenin birinden doku­zuna kadar devam eder.

 

b. Aşure günü. Bilindiği gibi bu gün Muharrem ayının onuncu günüdür.

 

c. Ayın ilk pazartesi ve perşembe günleri olmak üzere üç gün. Ebû Davud'un eldeki mevcut tüm nüshalarında "İlk pazartesi ve perşembe" denilmektedir. Nesâî'nin bir rivayeti de bu şekildedir. Ancak buna göre her ayda tuttuğu oruç üç gün değil, iki gün olmaktadır. Çünkü bir pazartesi ile bir perşembe iki gün eder. Halbuki hadîsin üst tarafında "her ay üç gün" denilmekte idi. Buna göre ortaya bir müşkil çıkmaktadır. Bu müşkilin hallinde iki görüş ileri sürülmektedir.,Bunlar:

 

1. İlk pazartesi demek, ilk iki pazartesi demektir. Bu durumda mana "her ay ilk iki pazartesi ve bir perşembe olmak üzere üç gün" olur.

 

2. Perşembe mânâsına gelen el-hamis kelimesinin başındaki el, cins içindir.Dolayısıyla birden fazla Perşembe için kullanılması caiz­dir. Bu durumda hadisin mânâsı, "her ay, ayın ilk pazartesi ve iki per­şembesi olmak üzere üç gün" olmuş olur. Nitekim, Nesâî'nin bir rivaye­tinde bu hadis; "Rasûlullah (s.a.v.), aşure günü, Zilhiccemden dokuz gün ve her ay, ayın ilk pazartesi ve iki perşembe olmak üzere üç gün oruç tutardı" şeklinde vârid olmuştur.

 

Yine Nesâî'nin, İbn Ömer (r.anhuma)'dan rivayet ettiği bir haberde şöyle denilmektedir: "Peygamber (s.a.v.) her ay, ayın başındaki ilk pazarte­si onu takib eden perşembe olmak üzere üç gün oruç tutardı."

 

Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde de perşembe günü iki defa tekrarlan­mıştır.

 

Nesâî'nin Ümmü Seleme (r.anha)'dan rivayet ettiği bir haberde ise, perşembe değil de pazartesi iki defa tekrarlanmaktadır. Nesaî'deki bu ha­dis şöyledir: "Rasûlullah (s.a.v.) ilk perşembe, pazartesi ve yine pazartesi olmak üzere her ay üç gün oruç tutmayı emrederdi."

 

Bu rivayetlerin hepsi birden göz önüne alınırsa denilebilir ki, Hz. Pey­gamber (s.a.v.) her ay üç gün oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Bu üç gün pazartesi ve perşembe günlerinde tutulur. Ama ya bir pazartesi iki per­şembe, ya da iki pazartesi bir perşembe olmak üzere üç güne tamamlanır.

 

Hadisten elde edilecek hüküm, anılan günlerde tutulan orucun efdal olduğudur.